12 Eylül 2009 Cumartesi

gecenin nemi...

“insan; ayrılırken bile büyük olmalı.” diye bi söz dinlemiştim bigün. ne büyüğü lan! dedim içimden. büyüklüğü mü kalmış, ayrılmışsın işte, ne diye kasacaksın kendini? sonra o büyüklüğünün sana faydası ne olacak? Hayır, merak ediyorum, onunla konuştuğun o cep telefonun da gözüne daha büyük görünmez mi? E, cebe de sığmaz artık, onu nerene koyacaksın?

yada ne bileyim, beraber yediğin etsiz çiğ köfte daha acı gelmez mi adama? diyelim ki büyük oldun; beklediğin dolmuş günün en berbat saatinde daha mı boş gelecek? o beklediğin otobüsteki yolculardan biri; “durun, bu adam ayrılırken büyük olmuş, şuna yer verelim mi diyecek?

kavgada büyük olmak avantaj sağlar da, ayrılırken büyük olmak sağlamaz ağa! Bilakis; küçüleceksin, kaybolacaksın, görünmez olacaksın! köpek bile havlamaz olacak sana artık, nefes alamayacaksın, yemek yiyemeyeceksin, ayrılmışlığını yaşayacaksın! haber izlerken aklına gelecek ve sen durup dururken başlayacaksın ağlamaya, aldırış etmeyeceksin “ne oldu lan” vari tepkilere.

yaşarken büyük olacaksın, ayrılırken değil! “madem o kadar büyüktün, neden ayrıldın?” demezler mi adama sonra? acını yaşayacaksın, kaybetmişliğini, hüznünü…

bi arkadaşım, ayrılık için; "beş mermili rus ruletidir." demişti, o geldi aklıma, şimdi sesleniyorum ona buradan; hapşırsanda, hapşırmasanda kurduğun o güzel cümle için, çok yaşa..!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder